Mersin Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama Ve Araştırma Merkezi, Yörük Kültürü Uygulama Ve Araştırma Merkezi İş Birliğinde Düzenlenen “Unesco Somut Olmayan Kültürel Miras: Hedefler Ve Sonuçlar” Konferansı Ve “Nevruz Çiçektir, Biyolojik Çeşitliliktir” Sergisi Gerçekleşti

Mersin Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi, Unesco Millî Komisyonu ve Türk Bilimler Akademisi iş birliği ile düzenlenen UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı, TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Öcal OĞUZ tarafından verilen “Somut Olmayan Kültürel Miras: Hedefler ve Sonuçlar” konferansı ve “Nevruz çiçektir, biyolojik çeşitliliktir” sergisi üniversitemizde gerçekleşti.

Konferansa, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Mehmet İsmail YAĞCI, Prof. Dr. Ahmet Hakan ÖZTÜRK, Prof. Dr. Mehmet Çağrı ÇETİN, Rektör Danışmanlarımız Prof. Dr. İlker Fatih KARA ve Doç. Dr. Buğra SARI, TUAM ve YÖRMER Müdürü Doç. Dr. İmran GÜNDÜZ ALPTÜRKER, Mersin Turizm İl Müdürü Hakan DOĞANAY, Mersin İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Kutlutekin BAŞ, Fakülte Dekanları, Daire Başkanları, akademik ve idari personel ile öğrencilerimiz katıldı.

Mersin Olgunlaşma Enstitüsü ile TUAM ve YÖRMER ortaklığında hazırlanan ““Nevruz çiçektir, biyolojik çeşitliliktir” sergisi ve stantların açılışı yapılarak konferansa geçildi.

TUAM ve YÖRMER Müdürü Doç. Dr. İmran GÜNDÜZ ALPTÜRKER, “Mersin, coğrafi konumu, tarihi derinliği ve farklı kültürlere ev sahipliği yapmış olması nedeniyle, Somut Olmayan Kültürel Miras açısından son derece zengin bir potansiyele sahiptir. Burası, Torosların eteklerinden Akdeniz'in kıyılarına uzanan, farklı yaşam biçimlerinin, inançların ve geleneklerin harmanlandığı eşsiz bir coğrafyadır. Mersin’in bu zenginliği içerisinde, Mersin’in en önemli bileşenlerinden birini de bildiğiniz gibi Yörük kültürü oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Öcal OĞUZ’a destekleri ve çabaları için teşekkürlerini ileterek konuşmasını bitirdi.

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal OĞUZ, somut olmayan kültürel mirasın toplulukların kimliğinin bir parçası olduğunu ve kuşaktan kuşağa aktarıldığını belirterek, bu mirasın korunmasının eğitim ve farkındalıkla birlikte yaşatmakla mümkün olduğunu vurguladı.